KAATI NASIL YAPILIR? NEREDEN BAŞLANIR?
Bu yazıda kaatı sanatının tarihinden ve nerelerde nasıl yapıldığından çok pratik uygulamalara dönük olarak ihtiyaç duyulabilecek malzemeler ve karşılaşılabilinecek sorunlarla ilgili çözüm önerilerini paylaşmaya çalışıcam daha çok. "Keşke bir hocam olsaydı da tüm bunları bana öğretse gösterse falan, ne iyi olurdu" yakınmalarımı daha önce de paylaşmıştım. Amerikayı yeniden keşfediş sürecimin katkıları bu sanat üstündeki olası hakimiyetimi oldukça pekiştirdi tabi ki. İlk başladığım zamanlarda daha sonradan adının "oyma tekniği" olduğunu öğrendiğim tarz oldukça çekici gelmişti bana.
Kağıdı oyarak tek parça halinde "bir dantel" izlenimi yaratmaktı amacım. Çinlilerin bu işe de el attığını (tabi yüzyıllar önce) fark edince bu çalışmaların fotoğraflarını incelemekle başladım işe.
Öncelikle sağlam bir masa edindim kendime. Masanın üzerine hayal ettiğim ebatlardaki çalışmaları yapmama yetecek bir cam kestirdim. Camın kenarlarını taşlattım çünkü çalışırken nasıl bir konsantrasyonla neredeyse meditasyon yaparmış gibi dalacağımı bildiğimden jiletçiler gibi kollarımı kesebileceğimi biliyordum.
İlk normal A4 kağıtlarıyla başladım. Kağıtların inceliği çalışmalardaki detayları yapmama izin vermediğinden kalın kağıtlar kullanmam gerektiğini anladım. Anlamamla beraber de, kağıt arayışına başladım. Allahtan resim tecrübem vardı da zamanında bir sürü kağıtla çalışmıştım. Bristoldü kansondu derken bu işi gramajlı yani kalın kağıtlarla yapmanın en doğrusu olduğuna karar verdim.
Model çalışmalarım sırasında kullandığım kretuar takımı bu kesimleri yapabilmek için biçilmiş kaftandı. Kretuar bıçaklarının bir sürü çeşidi var tabi. Önceleri yeterince sivri uçlu tüm bıçakları kullandım. Sonradan işi kavradıkça keskin olmayan kenarıyla keskin olan kenarı 30 derece açılı olan "No 11" bıçağı sürekli kullanmaya başladım. Hem yeterince sivriydi hem de kesim sırasında istenmeyen kesikler de açmıyordu.
Takım tezgah tamam, artık sıra ne keseceğimde derken bunun daha farklı bir sorun olduğunu keşfettim. Çünkü çalışmalarımda asla yapıştırıcı kullanmamalıydım. Üstelik çalışacağım desenin tüm noktaları çalışma bittiğinde tek parça olmalı kağıdı şöyle bir salladığımda sağı solu ayrı yerlere gitmemeliydi. Bu noktada imdadıma çeşitli resim ve grafik düzenleme programları ve en çok da Photoshop yetişti. Öncelikle bir fotoğrafı grafik haline getirebilmem gerekiyordu. Silüetlerle başladım işe. Fotoğraftaki tüm önemli detayları ışık gölge oyunlarına dikkat ederek silüetleştiriyordum. Deseni kağıdın üzerine yerleştirirken de konumunu en mükemmel şekliyle ayarlayıp kağıdın oyulan kısımlarının mukavemetini yitirmemesine dikkat ediyordum. Derken zebraları, şeritli elbiseler giymiş kadınları, ne biliyim üzerinde şeritti, benekti olan tüm fotoğrafları incelemeye başladım. Bu tarz desenler hem sağlam hem de oldukça estetik oluyordu. Işıuk gölge oyunları yaparak iki boyutlu olan tüm görsellere sanal bir üçüncü boyut izlenimi katabiliyordum. Aslında çalışmalarım devam ettikçe çalışmalarıma bakan ilk kurbanlarımın beyinlerindeki görme merkezlerinin bu sanatın ya da oluşmaya başlayan kendi tarzımın en büyük yardımcısı olduğunu ve gördükleri kaatılardaki desenleri tamamlayarak bir algısal bütünlük oluşturduklarını farkettim. Tek bir şart vardı: çalışmaları ilk olarak kesinlikle gözlerinde astigmat olanlara göstermeyeceksin. Göstermeyeceksin çünkü hem zavallıcıklar bişey algılayamadıklarından şaşakalıyorlar hem de galiba beceremedim ben bu işi tribine giriyorum.
Sonunda yavaş yavaş Amerika'nın yeniden keşfini tamamlayıp bir Meksika sınırı bile aramaya başladım. Şimdilerde nasıl olur da bu çalışmaları daha çok insana ulaştırabilirim, ulaştırdığım insanlar bana neler katar, bu sanatla ilgilenen benden ve yegane iki "öğrencimden" (:)) başka birileri var mı derdine düştüm.
Ha bu arada, bu sanatı uygulamaya ilgi duyan herkes grafik tasarım ya da grafik düzenleme programları bilmek zorunda değil. Siz istedikçe çevrenizde bu uygulamaları yapmaya uygun desenleri zaten algılayacaksınız zamanla.. Keyifli keşifler dilerim...
Unutmadan ekleyeyim şarjlı bir el süpürgesine de çok ihtiyacınız olacak.:)
Bu yazıda kaatı sanatının tarihinden ve nerelerde nasıl yapıldığından çok pratik uygulamalara dönük olarak ihtiyaç duyulabilecek malzemeler ve karşılaşılabilinecek sorunlarla ilgili çözüm önerilerini paylaşmaya çalışıcam daha çok. "Keşke bir hocam olsaydı da tüm bunları bana öğretse gösterse falan, ne iyi olurdu" yakınmalarımı daha önce de paylaşmıştım. Amerikayı yeniden keşfediş sürecimin katkıları bu sanat üstündeki olası hakimiyetimi oldukça pekiştirdi tabi ki. İlk başladığım zamanlarda daha sonradan adının "oyma tekniği" olduğunu öğrendiğim tarz oldukça çekici gelmişti bana.
Kağıdı oyarak tek parça halinde "bir dantel" izlenimi yaratmaktı amacım. Çinlilerin bu işe de el attığını (tabi yüzyıllar önce) fark edince bu çalışmaların fotoğraflarını incelemekle başladım işe.
Öncelikle sağlam bir masa edindim kendime. Masanın üzerine hayal ettiğim ebatlardaki çalışmaları yapmama yetecek bir cam kestirdim. Camın kenarlarını taşlattım çünkü çalışırken nasıl bir konsantrasyonla neredeyse meditasyon yaparmış gibi dalacağımı bildiğimden jiletçiler gibi kollarımı kesebileceğimi biliyordum.
İlk normal A4 kağıtlarıyla başladım. Kağıtların inceliği çalışmalardaki detayları yapmama izin vermediğinden kalın kağıtlar kullanmam gerektiğini anladım. Anlamamla beraber de, kağıt arayışına başladım. Allahtan resim tecrübem vardı da zamanında bir sürü kağıtla çalışmıştım. Bristoldü kansondu derken bu işi gramajlı yani kalın kağıtlarla yapmanın en doğrusu olduğuna karar verdim.
Model çalışmalarım sırasında kullandığım kretuar takımı bu kesimleri yapabilmek için biçilmiş kaftandı. Kretuar bıçaklarının bir sürü çeşidi var tabi. Önceleri yeterince sivri uçlu tüm bıçakları kullandım. Sonradan işi kavradıkça keskin olmayan kenarıyla keskin olan kenarı 30 derece açılı olan "No 11" bıçağı sürekli kullanmaya başladım. Hem yeterince sivriydi hem de kesim sırasında istenmeyen kesikler de açmıyordu.
Takım tezgah tamam, artık sıra ne keseceğimde derken bunun daha farklı bir sorun olduğunu keşfettim. Çünkü çalışmalarımda asla yapıştırıcı kullanmamalıydım. Üstelik çalışacağım desenin tüm noktaları çalışma bittiğinde tek parça olmalı kağıdı şöyle bir salladığımda sağı solu ayrı yerlere gitmemeliydi. Bu noktada imdadıma çeşitli resim ve grafik düzenleme programları ve en çok da Photoshop yetişti. Öncelikle bir fotoğrafı grafik haline getirebilmem gerekiyordu. Silüetlerle başladım işe. Fotoğraftaki tüm önemli detayları ışık gölge oyunlarına dikkat ederek silüetleştiriyordum. Deseni kağıdın üzerine yerleştirirken de konumunu en mükemmel şekliyle ayarlayıp kağıdın oyulan kısımlarının mukavemetini yitirmemesine dikkat ediyordum. Derken zebraları, şeritli elbiseler giymiş kadınları, ne biliyim üzerinde şeritti, benekti olan tüm fotoğrafları incelemeye başladım. Bu tarz desenler hem sağlam hem de oldukça estetik oluyordu. Işıuk gölge oyunları yaparak iki boyutlu olan tüm görsellere sanal bir üçüncü boyut izlenimi katabiliyordum. Aslında çalışmalarım devam ettikçe çalışmalarıma bakan ilk kurbanlarımın beyinlerindeki görme merkezlerinin bu sanatın ya da oluşmaya başlayan kendi tarzımın en büyük yardımcısı olduğunu ve gördükleri kaatılardaki desenleri tamamlayarak bir algısal bütünlük oluşturduklarını farkettim. Tek bir şart vardı: çalışmaları ilk olarak kesinlikle gözlerinde astigmat olanlara göstermeyeceksin. Göstermeyeceksin çünkü hem zavallıcıklar bişey algılayamadıklarından şaşakalıyorlar hem de galiba beceremedim ben bu işi tribine giriyorum.
Sonunda yavaş yavaş Amerika'nın yeniden keşfini tamamlayıp bir Meksika sınırı bile aramaya başladım. Şimdilerde nasıl olur da bu çalışmaları daha çok insana ulaştırabilirim, ulaştırdığım insanlar bana neler katar, bu sanatla ilgilenen benden ve yegane iki "öğrencimden" (:)) başka birileri var mı derdine düştüm.
Ha bu arada, bu sanatı uygulamaya ilgi duyan herkes grafik tasarım ya da grafik düzenleme programları bilmek zorunda değil. Siz istedikçe çevrenizde bu uygulamaları yapmaya uygun desenleri zaten algılayacaksınız zamanla.. Keyifli keşifler dilerim...
Unutmadan ekleyeyim şarjlı bir el süpürgesine de çok ihtiyacınız olacak.:)